SÖZLEŞMELİ PERSONELLERİN HUKUKA AYKIRI OLARAK SÖZLEŞMELERİNİN FESHİ VE YENİLENMEMESİ
- Av. Yavuzhan Varol
- 12 Ara 2019
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Eyl 2020
Son seçimlerle birlikte belediyelerde yönetimin değişmesi üzerine, belediyelerde çalışan işçilerin ve sözleşmeli personellerin iş akitleri hukuka aykırı olarak idare tarafından feshedilmekte veya sözleşmenin yenilenmemesi yoluna gidilmektedir.
Her ne kadar idare (belediye) tarafından; belediyelerin ağır borç yükü altında olduğu, ilgili personelin istihdamına ihtiyaç duyulmadığı, ilgili personelin performansının düşüklüğü ve yetersizliği gibi soyut gerekçeler sunulsa da yeni yönetimin amacının siyasi sebeplerden kaynaklandığı aşikardır. Yeni yönetim tarafından görevini eksiksiz ve tam performansla yerine getiren personellerin dahi işten çıkarıldıkları ve sözleşmelerinin yenilenmediği görülmektedir. Eski dönemde işe alınan kişler adeta düşman olarak görülmekte, geçici görevlendirme ve görevden alınma işlemleri ile yıldırılmaya çalışılmakta olup, tüm bunlara rağmen çalışmaya devam etmesi halinde ise hukuka aykırı bir takım gerekçelerle işlerine son verilmektedir.
Bu yazımızda belediyelerde sözleşmeli personel çalıştırılması ve sözleşmenin haksız feshi ve yenilenmemesi hususlarına mevzuat ve yargı kararlarına değineceğiz. Önemle belirtmek isteriz ki; idarelerin haksız ve hukuka uygun olmayan işlemleri mahkemeler tarafından iptal edilmekte olup, sözleşmeli personeller işlerine mahkeme kararı ile dönmekte ve parasal hakları yasal faizi ile birlikte kendilerine ödenmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesinde;" ...Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, planlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plancısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin boş kadrolara ayrıca atama yapılamaz. Bu personelin, yürütecekleri hizmetler için ihdas edilmiş kadro unvanının gerektirdiği nitelikleri taşımaları şarttır. Bu fıkra uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edileceklere ödenecek net ücret, söz konusu kadro unvanı için birinci derecenin birinci kademesi esas alınmak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre tespit edilecek her türlü ödemeler toplamının net tutarının yüzde 25 fazlasını geçmemek üzere belediye meclisi kararıyla belirlenir. Genel hükümlere göre birinci dereceden kadro ihdas edilemeyen kadro unvanları için ise o kadro unvanından ihdası yapılmış en yüksek kadro derecesinin birinci kademesi esas alınır ve yapılacak ödemenin azami tutarı yukarıda belirtilen usûle göre tespit olunur. Bu fıkra hükümlerine göre çalıştırılacak personel için İçişleri Bakanlığı unvanlar itibariyle sınırlama getirebilir...."hükmüne yer verilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanununun 49. maddesi uyarınca sözleşmeli personel çalıştırma konusunda belediyelerin takdir yetkisinin bulunduğu, idarenin bu konuda yargı kararı ile zorlanamayacağı, diğer bir ifadeyle idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği açık olmakla birlikte, bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat yönünden yargı denetimine tabi bulunduğu hususları idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Dolayısıyla idareler idari işlem tesis ederken ve takdir yetkisini kullanırken hukuk esasları içinde hareket etmek zorunda olup, yetkilerinin kullanılması keyfi ve mutlak olmayıp, kamu yararı ve kamu görevlerinin gerekleri ile sınırlıdır.
İdarelerin işlem tesis ederken kamu hizmeti amaçlamadan, cezalandırmaya yönelik işlem tesis etmesine yargı organları tarafından izin verilmemekte, hukuka uygun olmayan “kişisel amaç güdülerek” tesis edilmiş bir idari işlemler yargı denetimi sonucunda iptal edilmektedir.
Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar hakkında düzenlemeye göre sözleşmenin feshi; "Personelin;
a) İşe alınma açısından gerekli olan niteliklerden herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması,
b) İşe alınma açısından gerekli olan niteliklerden herhangi birini sonradan kaybetmesi,
c) Sözleşme dönemi içerisinde mazeretsiz ve kesintisiz üç gün veya toplam on gün süreyle görevine gelmemesi,
ç) Hizmet sözleşmesinde belirtilen koşullara uymaması nedeniyle bağlı bulundukları yöneticileri tarafından yazılı olarak uyarılmasına rağmen söz konusu koşullara uymama halinin tekrarlanması, (Danıştay Onikinci Dairesinin 10/12/2014 tarihli ve E:2011/6048, K:2014/8538 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.)
d) Hizmetinin gerektirdiği pozisyona ihtiyaç kalmaması,
e) Bir proje kapsamında işe alınması durumunda istihdam edildiği projenin tamamının veya proje bölümlerinin sözleşmede öngörülen süreden önce tamamlanması,
f) (Ek: 20/02/2017-2017/9949) Terör örgütleriyle eylem birliği içerisinde olması, bu örgütlere yardım etmesi, kamu imkan ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik kullanması ya da kullandırması, bu örgütlerin propagandasını yapması,"
hallerinden herhangi birinin gerçekleşmesi halinde, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca sözleşmesi tek taraflı feshedilir. Ancak bu hususların somut bilgi ve belgeye dayalı olarak kanıtlanması gerekmekte olup, aksi halde yargı denetimi sonunda feshe ilişkin idari işlemler iptal edilmektedir.
Konuyla ilgili yargı kararlarına bakacak olur isek;
DANIŞTAY 12. DAİRE E. 2018/1020 K. 2019/597 T. 4.2.2019 kararında; "...Davalı idarenin kamu personeli istihdamı konusunda takdir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetkinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun biçimde kullanılması gerektiği açıktır. Bir işlemde takdir yetkisinin bulunması, o işlemin sebepsiz olması anlamına gelmeyeceğinden, ileri sürülen nedenlerin gerçek ve işlemin tesisini haklı kılacak nitelikte olması hususları yargı mercilerince denetlenecektir. Aksi durumun kabulü keyfi idare anlayışına yol açabilecek bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık değerlendirildiğinde; Bölge İdare Mahkemesince yapılan 08.11.2017 tarihli ara kararına davalı idarece verilen cevabi yazıdan duyulan ihtiyaç üzerine 2016 yılında programcı kadrosuna bir adet sözleşmeli personel alındığının ifade edildiği görülmektedir. Öte yandan dava konusu işlemin gerekçesinin somut delillerle ortaya konulamadığı, davacının görevinde başarısız veya yetersiz olduğuna yönelik de bir tespit bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. " şeklinde karar verilerek idari işlem iptal edilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
DANIŞTAY 12. DAİRE E. 2016/8219 K. 2018/2873 T. 28.6.2018 kararında; "...dava konusu işlemin gerekçesini oluşturan, davacının hizmet sözleşmesinin 13/a maddesinde belirtilen sözleşmeli personel olabilme şartlarından; verilen görevi zamanında yapmadığı, kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davrandığı ve çalışma saatlerine uymadığına ilişkin idare beyanlarının somut delillerle ortaya konulamadığı, davacının görevinde başarısız veya yetersiz olduğuna yönelik de bir tespit bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir. Çalışma saatlerine uymadığına ilişkin olarak tutulan tutanaklar üzerine de davacı tarafından gerekli açıklamanın yapıldığı görülmüş olup, bu durumun da sözleşmenin yenilenmemesi suretiyle görevine son verilmesini gerektirdiğinin kabulüne olanak bulunmamaktadır." şeklinde karar verilerek idari işlem iptal edilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
DANIŞTAY 12. DAİRE E. 2016/8010 K. 2018/2118 T. 09.5.2018 kararında; "...davalı idareden, davacının bulunduğu kadro olan inşaat teknikeri kadrosuna yeni sözleşmeli personel istihdam edilip edilmediği ile davacının eğitim durumu ve niteliği gereği başka birimde istihdamının mümkün olup olmadığının sorulduğu, gelen cevabi yazıda; davacının sözleşmesinin yenilenmemesi işleminden sonra 2012 yılında sözleşmeli personel kadrosuna bir gıda mühendisi, bir çözümleyici ve bir elektrik teknikeri alımının yapılarak hizmet sözleşmesi imzalandığı, davacının idarelerinde inşaat teknikeri ihtiyacı üzerine istihdam edildiği ve hizmetine ihtiyaç kalmadığından sözleşmesinin feshedildiği belirtilmiş ise de; dava konusu işlem tarihi itibarıyla davalı idare bünyesinde Belediye'nin norm kadro cetvelinde teknisyen kadrosunda başka bir inşaat teknikeri kadrosunun mevcut olup olmadığının, mevcut olması halinde dolu olup olmadığının, dolu ise bu kadroya hangi tarihte inşaat teknikerinin atandığının araştırılarak karar verilmesi gerekmektedir." yerel mahkeme kararının bozularak anılan hususların araştırılması gerektiğine karar verilmiştir.
Danıştay'ın yerleşmiş kararlarında da görüleceği üzere, idarenin sözleşmeyi haksız feshi veya hukuka aykırı nedenlerle yenilememesi halinde ilgili idari işlemin yargı denetimine tabi olacağı ve takdir yetkisinin keyfi kullanıldığının tespit edilmesi halinde de ilgili idari işlemin iptal edileceği açıktır.
Comments