Vergi Borcunun Yapılandırılması ve Ortakların Hisse Devri Sebebiyle Vergi Borcunun İptali
- Av. Yavuzhan Varol
- 10 Eyl 2020
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Ara 2021

Vergi Daireleri tarafından son zamanlarda vergi mükelleflerine usule ve hukuka aykırı olarak ödeme emirleri tebliğ edilmekte ve neticesinde mükelleflerin banka hesaplarına, araçlarına ve taşınmaz mallarına e- haciz işlemini uygulamaktadır. Usule ve hukuka aykırı ödeme emirlerine karşı yargı yoluna başvurmayan mükellefler, hem maddi hem manevi açıdan bir çok problem yaşamakta ve hatta bazen sorumlu olmadıkları borçları dahi vergi dairesine ödemek zorunda kalmaktadırlar.
Bu durum her ne kadar vergi dairelerinin usule ve hukuka aykırı işlemi ile başlamakta ise de, vergi mükellefi veya kendisine ödeme emri tebliğ edilen kişinin borcu bilinçsiz ve umursamaz bir şekilde kabullenmesi ile sonuçlanmaktadır.
Bu konuda son zamanlarda hukuk büromuza birçok başvuru yapılmış, yargısal denetime ilişkin başvuru sürelerinin kaçırılması sebebiyle bir çok mağduriyetin yaşandığı tarafımızca gözlemlenmiştir.
Bu sebeple gerçek somut bir olay ve mahkeme kararı üzerinden tahlil çalışması gerçekleştirilecektir.
Olayın Özeti:
Bay A, Bay B ve Bayan C 01/01/1994 tarihinde ortak olarak XYZ Ltd. Şti. adında bir şirket kurmuştur. Bayan C, şirketteki hisselerini ortaklar kurulu kararı ile 27/05/2013 tarihinde devretmiştir, Yine Bay A, şirkette bulunan hisselerini 20/05/2014 tarihinde devretmiştir. XYZ Ltd. Şti. tarafından şirketin amme borçları 6552 ve 6736 sayılı Kanunlar uyarınca 25/11/2014 ve 06/10/2016 tarihli yapılandırma başvuruları ile yapılandırılmıştır. Asıl amme borçlusu şirket tarafından yapılandırma kuralları ihlal edilmiş olup, yapılandırma iptal edilmiştir. Asıl borçlu şirketten tahsilat yapılamaması nedeniyle 6183 sayılı Kanunun 35. Maddesi kapsamında Bay A ve Bayan C'ye 30/10/2019 tarihinde toplam 300.000,00 TL'lik vergi alacağı, gecikme zammı ve cezalarına ilişkin ödeme emirleri tebliğ edilmiştir.
Yasal Mevzuat ve Açıklama:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 54. maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı, 55. maddesinde, amme alacağını ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde ise; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ilgili vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un limited şirket ortaklarının limited şirketlerin amme borçlarından sorumluluğuna ilişkin 35. maddesinin birinci fıkrasında, limited şirket ortaklarının şirketten tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında sorumlu oldukları; ikinci fıkrasında, payını devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacakları; üçüncü fıkrasında, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahısların amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacakları hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun'un 3. maddesinde, amme alacağı teriminin Kanun'un 1. ve 2. maddeleri kapsamına giren alacakları ifade ettiği belirtilirken açıkça tanımlanmamıştır. Bu nedenle "amme alacağı" teriminin 6183 sayılı Kanun'daki usullere göre tahsili mümkün olan, Kanun kapsamına giren alacakları ifade ettiğinin kabulü gerekmektedir.
Tahakkuk ettiği halde vadesinde ödenmeyen alacaklar, 6183 sayılı Kanun'a göre ödeme emri ile takip edilebilmektedir. Bu nedenle, Kanunun 35. maddesindeki "devir öncesine ait amme alacakları" kavramı, devirden önce doğmuş, diğer bir ifade ile tahakkuk etmiş amme alacaklarını ifade etmektedir. Yine "amme alacağının doğduğu zaman" kavramıyla, alacağın tahakkuk ettiği zamanın kastedildiği anlaşılmaktadır.
Bir vergilendirme döneminde vergiyi doğuran işlemlerin gerçekleşmesi tek başına vergi borcunu doğurmamakta, vergi borcunun doğması için ya mükellef tarafından beyanda bulunularak ya da idarece re'sen veya ikmalen tarh edilen verginin tahakkuk etmiş olması gerekmektedir. Dolayısıyla, vergilendirme döneminde icra edilen vergiye tabi faaliyetler sonucu mükellef tarafından beyan edilen veya idarece bulunan matrah veya matrah farkına dayanan vergi, vergiyi doğuran olayların gerçekleştiği döneme ait ise de, bu vergi beyan tarihinde veya re'sen ya da ikmalen tarhiyat üzerine tahakkuk etmekte, böylece mükellef yönünden borç, idare yönünden ise 6183 sayılı Kanun'a göre takip edilebilecek bir kamu alacağı haline gelmektedir.
"Amme alacağının doğduğu zaman" kavramıyla, vergiyi doğuran olayların gerçekleştiği, alacağın ilgili olduğu vergilendirme döneminin kastedildiği düşünülebilir ise de, 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesinde bu amaçla, vergi hukukunun "vergilendirme dönemi" ya da "vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği dönem" kavramları kullanılabilecekken "amme alacağının doğduğu zaman" kavramı kullanılması, vergi ile ilgili faaliyet döneminde ortak olan kişilerin değil, verginin tahakkuk ettiği tarihte ortak sıfatı taşıyan kişilerin muhatap alındığını göstermektedir.
Somut olayda Bayan C bakımından; Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen, 27/05/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile mevcut hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığı, hisse devir tarihi olan 27/05/2013 tarihine kadar şirket ortağı olması nedeniyle, bu tarihe kadar tahakkuk etmiş vergi borçlarından sorumlu tutulması kanun gereği olmakla birlikte, bu tarihten sonra tahakkuk edecek vergiler nedeniyle herhangi bir sorumluluğu olmayacaktır.
Somut olayda Bay A bakımından; Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen, 20/05/2014 tarihli ortaklar kurulu kararı ile mevcut hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığı, hisse devir tarihi olan 20/05/2014 tarihine kadar şirket ortağı olması nedeniyle, bu tarihe kadar tahakkuk etmiş vergi borçlarından sorumlu tutulması kanun gereği olmakla birlikte, bu tarihten sonra tahakkuk edecek vergiler nedeniyle herhangi bir sorumluluğu olmayacaktır.
Borcun Yapılandırılması Açısından Vergi Mahkemelerinin Yaklaşımı
Vergi Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri ve Danıştay'ın bu konuda yaklaşımı şöyledir; Bazı alacakların yeniden yapılandırılmasını düzenleyen yasalar kapsamında gerçekleştirilen başvurularla birlikte borcun tutarı, vadesi, dönemi ve ödenmemesi halinde sorumlu tutulacak kişinin değiştiği değerlendirilmektedir. Yani bir başka ifadeyle borcun artık nitelik değiştirdiği kabul edildiğinden, eski borcun sona erdiği, yeni bir borç doğduğu, eski borçlunun sorumluluğunun da ortadan kalktığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu nedenle, yenilenen bu borcun ödenmemesi halinde, önce asıl borçlu şirkete, şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması durumunda da asıl borçlu şirketin yapılandırma tarihindeki temsilcisine ve ortağına gidilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
Sonuç olarak; somut olayda vergi daireleri tarafından her ne kadar hisse devir tarihinden sonra tahakkuk eden borçlardan da Bay A ve Bayan C sorumlu olarak gösterilmiş ise de; yargısal denetim sonucunda hisse devri sonrası tahakkuk eden vergi borçlarından Bay A ve Bayan C'nin sorumlu tutulamayacağına karar verilmiştir. Yine her ne kadar Bay A ve Bayan C'nin ortak olduğu döneme ilişkin tahakkuk eden vergiler ödeme emrine konu edilmiş olsa da; hisse devri sonrasında bazı alacakların yapılandırılması kapsamında borcun tutarı, vadesi, dönemi ve ödenmemesi halinde sorumlu tutulacak kişinin değiştiğinden bahisle yine Bay A ve Bayan C'nin söz konusu borçlardan sorumlu olmayacağına değerlendirilerek toplam 300.000,00 TL tutarında ki ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
Hukuk Büromuz alanında uzman vergi kadrosu ile vergi uyuşmazlıklarında danışmanlık sağlamaktadır.

Av. Yavuzhan Bey Vergi hususunda çok bilgili , çok yardımcı oldu bana vergi konusunda gerçekten çok başarılı bir avukat kendisine çok teşekkür ederim başarılarının devamını dilerim.
2 yıl önce sadece üye olduğum limited şirketinden hissemi devrederek ayrıldım. Onlar da eski amme borçlarını 1-2 kez yapılandırmalarına rağmen ödemediler ve yapılandırma bozuldu. Yanlış anlamadıysam bu borçtan sorumluluğum artık yok. Yanlış anladıysam da beni düzeltirseniz sevinirim. Yazı için teşekkürler iyi günler.